29 Eylül, 2019

Fırça


“Fırça kırılmış odanızda. Tuvalet fırçası. Onun parasını da ekliyorum,” dedi resepsiyondaki kadın. Siyah, kalın gözlükleriyle iyice sert duran yüzünü çevirip bakmadı bile bankonun önündeki kadına. İri yapılı, ince dudaklı, kısa saçlıydı. Önüne dizdiği ufak kağıtlarda yazan rakamları kalın ve küt parmaklarıyla sıkıca kavradığı kalemle başka bir kağıda dikkatlice yazıyor, bir yandan da hesap makinesinde topluyordu. Bu ana kadar sessiz ve sabırla sert bakışlı kadının rakamları ince ince yazmasını ve tek tek toplamasını bekleyen ufak tefek sarışın kadın, en şaşkın sesiyle, “tuvalet fırçasının parasını mı alacaksınız benden?” diye sordu. “Evet,” dedi siyah gözlüklü sert bakışlı kadın, “odayı temizlerken kat görevlisi fark edip not etmiş. Kırmışsınız,” dedi. Ufak tefek sarışın kadın, duyduğunu teyit edercesine, “kat görevlisi not etmiş, kırmışız,” dedi. Siyah gözlüklü sert bakışlı kadın, o böyle tekrar edince başını bir an için kaldırdı, sonra rakamları alt alta yazmaya devam etti. “Bir hafta boyunca epey çay, kahve içmişsiniz. Atladığım olmasın diye adisyonları bir kez daha kontrol edeceğim. Başka bir işiniz varsa bu arada onu halledin, ayakta dikilmeyin,” dedi, hiç de alçak olmayan bir tonda. Sarışın ufak tefek kadın ne söyleneni ne tonunu fark etti; kafasında hâlâ biraz önceki cümleler dolaşıyordu. Ama bu plastik bir fırça, kırılabilir, herkesin başına gelir, diye kendi kendine söyleniyordu. Geçen gün de gruplarındaki bir arkadaşlarından, odasında kırılan sehpanın parasını istemişlerdi. Zavallıcık, gece okuduğu kitabı üstüne koymasıyla paldır küldür kırılan sehpa için iki gün açıklama yapmış, dil dökmüştü. Ona yapılan muameleye şaşırıp üzülürken şimdi kendi başlarına gelene inanamıyordu. Hayatımda duymadım böyle bir şey. Müşteriden fırça parası mı istenirmiş? Hem, bilerek kırmadık ya fırçayı. Olacağı varmış bize denk geldi, diye kendine bir kez daha açıkladı durumu. Yardım istercesine kocasına bakındı. Tıknaz, esmer adam yarım saat kadar önce kapıya bavulları çıkarmış, karısının hesabı kapatmasını bekliyordu. Onu çağırsa bile durum değişmeyecek, artık huyunu öğrendikleri bu kadın isteğinden vazgeçmeyecekti. “Ne kadar?” diye titreyen sesle sordu. “Ne, ne kadar?” dedi siyah gözlüklü sert bakışlı kadın. Yine başını kaldırmadı. “Tuvalet fırçası,” dedi ufak tefek sarışın kadın. “Pazarda sordurduk, yetmiş lira dediler. Adisyona da öyle yazdım, fazlası değil,” dedi sert bakışlı kadın. Pazarda bile sordurmuşlar, diye düşündü sarışın, ufak tefek kadın. Tuvalet fırçası yetmiş lira mı olur canım? Elli dese neyse.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder