Can Yücel'e saygıyla...
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım. Yalnızlığı sevmem, bilirsin. O kadar yalnız kalmışlığıma rağmen. Üstelik korkarım yalnızlıktan. Hele gece karanlık inince. Evde perde kıpırdasa ödüm patlar, kanım adeta donar, kalbim hızlı hızlı çarpar, olduğum yerde büzülür kalırım. O yüzdendir, güneşin batmasıyla tüm odaların ışıklarını açmam, sabaha kadar öylece bırakmam. Yaz kış bu böyle. Dedim ya, sen gidince ben çok yalnız olacağım bu evde. Ve ışıklar hep açık kalacak, gün ağarana, sen gelene kadar, öylece.
Yalnız
kalmaktan korkmuyorum da, demiştim, gideceğini söylediğinde. Cümleyi tamamlayamadan
hissettin yalan söylediğimi. O kadar çabuk ve o kadar iyi tanıdın ki beni. Sesimin
incelmesinden anladın. Gidişine üzülürüm elbette. Hem de çok. Alıştım sana, bu
kocaman evdeki boşluğu doldurmana. İnsan insana, rahata ne kadar da çabuk
alışıyor. Halbuki önceden sen mi vardın bu evde? Ben hep bir başıma. Çok sonra
geldin, kaldın hayatımda. Benimle kaldığın o kısacık zamanda, uzun yıllardır
benimleymişsin gibi hissetmem niye? Her zaman canlı, hep bir şeyler yapma
peşinde, yerinde duramayan, kalabalıklarla karışmayı seven sen, beni de benzettin
kendine. Duramıyorum yerimde. Sen de gidince, gidesim var benim de. Sığmıyorum,
sığınağım dediğim bu eve. İnsan sevmeyen ben insan peşine düşer oldum. Evimde
ve içimde büyüyen boşluğu onlarla doldurmaya çalışıyorum. Olmuyor. Senin gibi
doldurmuyor hayatımı, boşluklarımı, hiç kimse. Sadece yalnız kalmaktan değil,
kendimle kalmaktan da korkuyorum, bu sessizlikte, sensizlikte. Söyleyememiş,
yarım bırakmıştım ya, işte devamı böyle.
ya canım ellerini tutmak isterse... bu kuruntu rahat bırakmıyor. Düşünmemeye çalışıyorum. O her zaman omuzlarımda, sırtımda
dolaştırdığın ellerini. Seven, teselli eden, destek veren ellerin rüyalarıma
giriyor. Şimdi inanmazsın sen, ama öyle. Yanımda olduğunda aklıma bile gelmezdi;
son zamanlarda ne kadar da uzaktık birbirimize. Ama artık sen olmayacaksın ya,
ellerini istesem de tutamam ya, uzanırsam orada değilsin ya... işte bu beni
mahvediyor. Çaresizlik değil, imkansızlık.
Yalan
söyledim. Bu sefer kendime.
Hasat vakti, hüzün..
YanıtlaSil