15 Nisan, 2019

Güven


Mesela bugün günlerden pazarmış. Şöyle gerine gerine uyanmışım. Saate bakmamışım ama biliyormuşum çok erken olmadığını. Ne acelem varmış bugün, ne bir yere yetişmenin derdi. Üstelik hava ılık ve güneşliymiş. Nihayet bahar gelmiş çünkü. Uzun zamandır olmadığı kadar aydınlık ve parlakmış gökyüzü bu sabah. Hiç kendimi sıkmadan, telaşa kapılmadan, bir sağ yanıma dönmüşüm yatakta bir sol yanıma. Tembellik yapma hakkımı dibine kadar kullanmaya niyet etmişim bugün. Uzun süre öylece yatmışım; hiçbir şey düşünmeden, sadece tavana bakarak.

Mesela kahve içmek istemiş canım. Her sabah yaptığım gibi çay demlememişim de, kahve içmeye karar vermişim. Çekirdekleri taze çekilmiş, mis gibi, koyusundan. Bu sefer içine süt koymadan. Bir tek kahvenin tadını almak istemişim bugün. Doldurmuşum en sadesinden kahveyi en büyük fincanıma. Yudum yudum içmişim, kokusu da burnumda.


Mesela güzel bir müzik dinlemek için CD kutusunu karıştırmışım, içinden rastgele birini çekip çıkarmışım. Ne çıkarsa kabulüm, diyerek. Şansa da kaç zamandır kafamda çalan şarkının olduğu CD gelmemiş mi elime?! Hiç şaşırmamışım. Önce yukarıya bir selam çakmış, sonra şarkılardan fal tutmuşum. Hep benim için söylenmiş en duygulu, en anlamlı şarkılar.

Mesela karnım acıkmış, şöyle hafifinden, sağlıklı birşeyler yemek istemişim. Dolapta bulduğum sebzeleri, yemişleri, ne varsa hepsini karıştırmış, en nefisinden kocaman bir salata yapmışım. Kasenin içinde bir renk cümbüşü. Üstüne de bol zeytinyağı, nar ekşisi ve limon. Geçmişim masamın en baş köşesine; yavaş yavaş çiğneyerek ve tadını çıkartarak yediklerimin; şükretmişim doydu diye, hem gözüm hem midem.

Mesela ben yine her günkü gibi rahat, keyifli, huzurluymuşum bugün. Günün de önemi yokmuş aslında, havanın da. Ben iyiymişim, sakinmişim. Her zamanki gibi. Derdim de yokmuş tasam da. Çok da aldırmıyormuşum yarının ne getireceğine, ne olacağına. Çünkü her şey hep iyiymiş zaten. Benim gibi. Ve ben güveniyormuşum hayata.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder