
Acayip bir zamanın içinden geçiyoruz. Kırk yıl düşünsem
aklıma gelmezdi, deriz ya bazen. İşte o derece akla gelmeyecek bir “şey” oldu
ve şu anda bütün dünya onunla mücadele ediyor. Bir virüs geldi, çarptı
gezegenimize. Bir şehre, ülkeye, bölgeye değil, bütün dünyaya musallat oldu;
insanları alt ediyor, hayatlarını alıyor, evlere kapatıyor. Bir haftadır biz de
kapandık. Yalan yok! Elimi yıkarsam, toplu taşıtta ağzımı kaparsam bana bir şey
olmaz diye düşündüm bir süre. Zaten ülkemizde vaka görülmemişti henüz, belki
buraya hiç uğramayacaktı. Ama işte beklenen oldu ve geçen perşembe akşamı
okulların tatil edileceği haberiyle işin buraya da sıçradığı ve ciddi olduğu
anlaşıldı. O günden itibaren ben de değiştim. Cuma sabahı yazmak için kızlarla buluştuk. Öpüşmedik,
sarılmadık. Bana kalsa el de sıkmayacaktım da o kadarını yapamadım. Sonraki
günler kimseyi görmedim. Salı günü Gül geldi, evi sildi temizledi, yemeklerimi
pişirdi, turşularımı kurdu gitti. Çalışmasa karnı doymaz. O yüzden gelme diyemedim bu
hafta ama haftaya herhalde diyeceğim. Gelmesin. İş ciddi. Herkese değecek bu
virüs deniyor. Değip gidecek veya yatıracak ya da öldürecek. Seçeneklerden
beğen. Yaşlılar en riskli grup. Annemlerin ihtiyaçlarının karşılanmasını
sağlamak, morallerini yükseltmek ve evden çıkmamaları, birileriyle irtibatta
bulunmamaları için çaba gösteriyorum. Ben iyiyim çok şükür. Evde olmayı hep
sevdim. Dışarıda kalabalıklara karışmayı, etkinliklere katılmayı seviyordum da
hep bir tarafım evde otursam, hiçbir mecburiyetim olmadan kalsam, istediklerimi
yapsam diyordu. Evren beni duydu mu ne? İşte tam da öyle zamanların içindeyiz.
Evde kalmaktan başka seçeneğim yok önümde. Ve günlerim o kadar dolu ki, çok
şükür! Öyle boş boş duvara bakıp sıkılacak bir ânım olmadı şimdiye kadar.
Üstelik sabahın köründe kalkıyorum.
Bu günler elbette bitecek. Kökü kazınmasa da bu virüsle
yaşamayı öğreneceğiz. Bir çaresi bulunacak. Bildiğimiz bilmediğimiz o kadar
virüs varken ve yaşayabiliyorken bunu da becereceğiz. İçimde ümit var. Garip
bir serinkanlılık, sakinlik var. Teslimiyet içindeyim. Bir sebebi olduğuna
inanıyorum bütün bunların. İnsanlık için çok önemli zamanları yaşıyoruz. Bize
denk geldi. İçinden geçtiğimiz bu sürede pek çok şey değişecek. Neyin
değişeceğini kestiremiyorum. İnsanlar hâlâ birbirini yiyor bir paket tuvalet
kağıdını alabilmek, diğerine kaptırmamak için. Kasada avuçla gofret alıyorlar,
olası sokağa çıkma yasaklarına karşı. Gözü doymuyor, paylaşmayı bir türlü
öğrenmiyor insanoğlu. Hâlâ ve bütün bu yaşadıklarımıza rağmen. Ne değişecek,
işte bu yüzden çok merak ediyorum. Görmek nasip olur mu, ömrüm yeter mi,
bilmiyorum. İnşallah görürüm. Yaşamak için değil mi hep dualarımız? Hiçbir şey
eskisi gibi olmayacak diyorlar. Sistemler değişecekmiş. Bu yaşadıklarımızdan
kıymet bilmeyi de öğrenebilecek miyiz? İçtiğimiz temiz suya, ciğerimize
çektiğimiz temiz havaya, her şeye rağmen inadına açan çiçeklere, yeşeren
yapraklara, kendini yavaş yavaş göstermeye başlayan bahara şükretmeyi bilecek
miyiz? Yarım ağız mı kalacak şükürlerimiz yoksa kalpten mi gelecek, bugünü
yaşadıktan sonra? Konsere gitmenin, basit bir restoranda yemek yemenin, market
alışverişini istediğimiz anda ve istediğimiz sürede yapabilmenin bir şükür
sebebi olduğunun farkına varabilecek miyiz? Hayatın gerçekten küçük
mutluluklarla örüldüğünü ve o mutlulukların asla parayla, şöhretle ve hatta
başarıyla ölçülemeyeceğini bilecek miyiz?
Bir döngüyü birlikte kapatalım demiş Neslihan blogunda. Astrolojide
yeni bir başlangıca denk geliyormuş yarın sabah. Yeni astroloji dönemi
başlayacakmış. Onlardan pek anlamıyorum. Ama madem niyet koymaya ve bunu
birlikte yapmaya davet etmiş, icabet etmek lazım. Ben de niyetimi koyuyorum
buraya, hepimiz için, bütün canlılar için. Birbirimizi incitmeden sevebilelim
yeni dönemde. Sağlıkla, güçlü kuvvetli yaşamak, temiz havayı içimize doldurmak,
temiz kaynaklardan kana kana su içmek, ayağımızı toprağa basmak nasip olsun.
Gözümüz görsün, kulağımız işitsin, ellerimizle dokunalım, ağzımızın tadı olsun,
mis kokular gelsin burnumuza hep çiçeklerden. El ele tutalım, birlik olalım ki
dirliğimiz olsun. Yardım eden el olabilmek kadar alan el olmayı da kalbimiz
kabul etsin. Dilimizden güzel sözler, şarkılar dökülsün hep. İyi olalım. İnsan
olalım. İçimizi ferah gönlümüzü hoş tutalım. Sadece kendimiz için değil
yanımızdaki, arkamızdaki için de faydalı olalım. Dualarımız kabul olsun, açılan
ellerimiz karşılığını bulsun. Çocuklar gülsün, mutlu olsun, neşe olsun
hepimize. Karanlıklar, kötülükler, kötüler arkamızda kalsın. İyilik, merhamet,
şefkat, sevgi, adalet daim olsun. Eski dönem kapansın, yeni dönem başlasın.
Aydınlık olsun günlerimiz; güneş doğsun üzerimize, tabiat dengesinde ve
düzeninde devam etsin, etsin ki biz de dengemizde olalım. Gönlümüzden
geçenler hayrımıza olsun, hayrımıza olanlar içimize sinsin. Amin.